Ülkemizde elektrik sorunu yoktur, yatırımlar yeterlidir efsanesi
Ülkemizde elektrik sorunu yoktur, yatırımlar yeterlidir efsanesi;
Temmuz 2007
Özellikle bâzı çevreci grupların içindeki, “enerji üretimine karşı olmakla” doğayı koruduklarını düşünen kişilerce ortaya atılan bir efsanedir. Hatta yaratılan bilgi kirliliği içinde kendilerinin de bir payı bulunması amacı ile ortaya atılmış, zerre kadar bilimsellik içermeyen cümlelerdir.
Ülkemiz de yıllardır bu konuda iki kanıt sürekli kullanılır;
-
Yeterli enerjimiz var ama buna rağmen gereksiz yatırım yapılıyor.
-
Nükleer santrali yapabilmek için kasıtlı olarak elektrik kesintisi yapılıyor.
Ülkemizin yaşadığı en önemli enerji darboğazlarından olan 1979-80 yıllarındaki enerji krizinde ülkemizde sabah 4 saat ve akşamda 4 saat olmak üzere kentlerde elektrik kısıntısı yapılmak zorunda kalınca muhalifler bile bu işin şakasının olmadığını öğrenmişlerdir. Fakat ilerleyen zaman içinde bu sıkıntıları yaşamayan genç insanlarımızdan çok azda olsa benzer tuzağa düşenleri görmekteyiz. Birçok konferans ve sempozyumlar da 2010 ve sonrası için Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği enerji sıkıntıları tartışılırken bu tip söylemlerin bilimsellikle ilgisi asla olamaz. Sadece EFSANEDİR. Ya da bazı muhalif kişilerin ideolojik ya da duygusal vehimleri olarak görülebilir.
Elektrik üretiminde gelecek yıllardaki artış için Enerji bakanlığımızın iki senaryosu vardır ve bu senaryolar için gerekli yatırım tutarları şöyledir:
A. Yüksek senaryo %8.4 yıllık artış için 3.200 MW yatırım gereklidir.
B. Düşük senaryo %6.3 yıllık artış için 2.520 MW yatırım gereklidir.
EPDK Eylül 2006 itibari ile 6.586 MW yatırıma lisans vermiş olmasına rağmen ancak 1.600 MW’lık bölümü işletmeye alınmıştır. Kamunun yatırım yapmasını önleyen yasal süreç, bir an önce gözden geçirilmesi gereği ortadadır. Ülkemiz yedek kapasiteleri ile şimdilik karşılanan bu açık iki yıl içinde elektrik krizi olarak geri dönecektir. Akıllı ve planlı davranamaz isek pahalı çözümlerin başında olan doğalgaz hemen kapımızda hazırdır. 2015 yılına kadar düşük senaryoda 18.807 MW, yüksek senaryoda ise 26.298 MW yatırımın işletmeye alınması gereğini kimse değiştiremez.
Önce sektörsel olarak elektrik üretim fiyatlarını ABD (2005) yi referans alarak yazalım ve yanına da yatırım sürelerini listeleyelim.
Doğalgazdan üretilen elektrik |
8.09cent/Kw |
Yatırım süresi |
: |
1 yıl |
Petrolden üretilen elektrik |
7.51cent/Kw |
Yatırım süresi |
: |
1-2 yıl |
Kömürden üretilen elektrik |
2.21cent/Kw |
Yatırım süresi |
: |
4-6 yıl |
Nükleerden üretilen elektrik |
1.72cent/Kw |
Yatırım süresi |
: |
4-6 yıl |
Barajdan üretilen elektrik |
1.00cent/Kw |
Yatırım süresi |
: |
4-6 yıl |
Listenin en önemli sonucu şudur; Ucuz enerji üretimleri yatırımı uzun süreli, pahalı enerji üretim yatırımları ise kısa sürelidir. Elbette bu durum teknolojik bir olgudur. Tartışılamaz.
Ülkemizi yakın gelecekte bir enerji krizi bekliyor cümlesindeki ana kanıt UCUZLUKTUR. Yoksa gecikseniz hatta hatalı politikalar sayesinde yatırımların gecikmesine bile sebep olsanız acil durumlar karşısında kapı daima açıktır ve Doğalgaz bizi beklemektedir. Son 4 yıldır elektrik fiyatlarındaki liderlik doğalgaza aittir. Aslında doğalgaz; elektrik enerjisi üretiminde aynen UYUŞTURUCUYA benzer. Alıştınız mı kurtulamazsınız ve zamanla da ekonomik olarak batarsınız.
Enerji yatırımının da bazı “kanunları” vardır. İyi ya da kötü bir politika uygulamanız halinde, neticelerini daima 4-5 yıl sonra alırsınız. Türkiye bu tuzağa ilk 1980’li yıllarda, ikinci olarak ta 1990’lı yıllarda düşmüştür. Zamanın hükümetleri genellikle yatırımlarda 3-4 yıllık bir gecikmelere sebep olmuş. Sonuçta “denize düşen yılana sarılır” atasözüne uygun olarak, son krizde olduğu gibi “doğalgaza” sarılmıştır. İşte uygulanan kötü politikalar sayesinde 1994-96 yıllarında sıkıntıya giren elektrik sektörünü zamanın hükümeti doğalgaz kartını kullanarak kurtarabileceğini zannetti. Yapılan pahalı kontratlar, satın almadığın gazın parasını bile ödeme şartları devletimizi, hazinemizi ciddi şekilde mağdur etmiştir. Sonuçta konu; sorumluların Yüce Divan’da yargılanmasına kadar uzanmıştır. Konut ısınmasında tartışmasız olan doğalgazdan, elektrik elde etmenin faturasına birlikte göz atalım.
2005 yılı toplam doğalgaz faturamız 7 milyar dolardır. Bunun %60 olan 4.2 milyar doları elektrik enerjisine çevrildi, kalan %40 yani 2.8 milyar dolarlık kısmı konutlar ve sanayi kullandı. Yukarıdaki listede görüldüğü gibi zamanında yapılan bir kömür veya nükleer santralden aynı elektriği elde etseydik, bu fatura ödenmeyeceği gibi yatırımı da ülkemize kâr kalacaktı. Çünkü ertesi senede aynı fatura kapıda sizi beklemektedir. G.Kore eski teknoloji bakanının Prof. Chung İstanbul toplantısında açıkladığı bir sayısal değerde ibret vericidir. “Biz 4 milyar dolarlık doğalgazdan elde etiğimiz elektriğin aynısını 200 milyon dolarlık Uranyumdan elde ediyoruz!” İşte aklın belgesi..
Fransa %80, Litvanya %70, Belçika %56, İsveç, Bulgaristan, G.Kore, Ermenistan %46 , İsviçre, Almanya, Çekler %32 elektriği neden NÜKLEERDEN elde ediyor? AB ortalaması neden %32? Çünkü; enerji sepetindeki çeşitlilik ile ortalama elektrik fiyatını aşağıya çekiyorlar da ondan. Türkiye de işçiliğin ucuz olduğu gerçeğine Fransızların cevabı ise; bizde de elektrik ucuz olmaktadır. Sizce hangisi önemli? İşte batılıların buldukları bu çözümleri bile anlamakta güçlük çekenlerin sorunu; ya “akıl tutulmasıdır” yada “park halinde bırakılan akıllardır” şeklinde yorumlanabilir.
Dünya doğalgaz üretiminde lider olan Rusya’nın aynı zamanda bir petrol zengini olduğu da bilinen gerçektir. Buna rağmen 31 nükleer santrale sahip olan Rusya’nın 5 adet daha nükleer santral inşa etmesini 8 adedini de projelendirmesi ve 18 tanesinin de fizibilitesini yapmasının nedenlerini açıklamasına rağmen bazı karşıtlar bunu niçin görmezden gelmektedir? Rusya’nın açıklaması son derece basittir; “Bizler Doğalgazı ne kadar çok ihraç edersek o denli yüksek getiri elde ediyoruz. Halkımıza Doğalgaz yerine nükleerden elde ettiğimiz elektriği sunuyoruz. Kendi vatandaşımıza bu fiyatlardan satmamız mümkün değildir.” Mesajı verebildiğimizi zannediyoruz.
Türkiye’nin Enerji koridoru olması güzel bir projedir; ancak ondanda güzel olan proje elektrik ihracatçısı bir ülke olmasıdır diyoruz. 5-6 cent’lik ihraç fiyatı olan elektriğin 1.72 cent maliyeti olan nükleer için nede güzel bir kârlılık olanağı yarattığını en iyi Fransız’lar bilmektedir. Çünkü en büyük ihracatçı ülke Fransa’dır.
1995-2005 Amerikan Elektrik Üretim Maliyetleri (yıl-cent)
NükTe Platform